Turkish subtitles for clip: File:Ward Cunningham, Inventor of the Wiki.webm

From Wikimedia Commons, the free media repository
Jump to navigation Jump to search
1
00:00:00,099 --> 00:00:03,010
Viki, ortak çalışmaya dayalı bir yazılım.

2
00:00:03,010 --> 00:00:06,509
Bunu web üzerinde oluşturdum ve

3
00:00:06,509 --> 00:00:11,210
insanların bir websitesine girip bir 
şeyler yaratmasına imkan sağladı.

4
00:00:11,210 --> 00:00:15,920
Bana göre bunun asıl açığa çıkardığı şey, 
insanların diğer kişilerle beraber

5
00:00:15,920 --> 00:00:20,000
bir şeyler yaratabileceğini 
keşfetmesi oldu.

6
00:00:20,000 --> 00:00:23,360
Karşılarındaki insanları tanımamalarına 
rağmen birbirlerine güvendiler

7
00:00:23,360 --> 00:00:26,320
ve hepsini şaşırtacak kadar 
değerli bir şey ortaya koydular.

8
00:00:27,000 --> 00:00:30,085
HyperCard bir tür çizim programıydı.

9
00:00:30,085 --> 00:00:35,860
Farklı sayfalar ve ekranlar çizip bu 
ekranları bir diğerine bağlayabiliyordunuz.

10
00:00:35,860 --> 00:00:39,710
O zamanlar kimse “hypertext”in 
ne olduğunu bilmiyordu.

11
00:00:39,710 --> 00:00:43,660
Bu yüzden “Bununla ne yapmayı planlıyorsun?” 
sorusuna cevap bulmak zordu.

12
00:00:43,660 --> 00:00:48,470
Beni zorlayan bir şeyle 
uğraşma fikri hoşuma gitti.

13
00:00:48,470 --> 00:00:51,800
Çünkü elimdeki şeylerle 
ne yapabileceğimi çözmeyi seviyorum.

14
00:00:51,800 --> 00:00:53,900
Dolayısıyla kendime dedim ki:

15
00:00:53,900 --> 00:00:58,429
“Fikirlerin, şirketimde nasıl dolaştığıyla 
alakalı birkaç kart hazırlayacağım.”

16
00:00:58,819 --> 00:01:02,910
Bununla ilgili ilginç olansa şuydu:

17
00:01:02,910 --> 00:01:09,779
Bir karttan başka bir karta gitmek için 
link veya buton oluşturmak istediğinizde,

18
00:01:09,779 --> 00:01:15,000
diğer kartın hangi kart olduğunu ve o kartın 
zaten varolduğunu bildiğinizi varsayıyordu.

19
00:01:15,000 --> 00:01:19,839
İnsanlara, fikirlerin şirket içerisinde 
nasıl hareket ettiğini ne zaman sorsam,

20
00:01:19,839 --> 00:01:24,772
kendisi için kart oluşturulmamış şirketlere 
ulaşmak istediklerinden bahsediyorlardı.

21
00:01:24,772 --> 00:01:26,670
Ben de oturdum ve bunu yaptım,

22
00:01:26,670 --> 00:01:30,579
böylece ulaşmak istediğiniz şeyi 
yazıp butona tıkladığınızda

23
00:01:30,579 --> 00:01:35,340
-eğer oluşturulmamışsa- o şey için 
bir kart oluşturuyordu.

24
00:01:35,340 --> 00:01:40,850
Bunu talep odaklı yapmak, sizin 
hypertext üzerinde hareket edebilmenize

25
00:01:40,850 --> 00:01:45,590
ve sayfa sınırına ulaştığınız an, 
o sınırın genişletilmesine olanak verdi.

26
00:01:45,590 --> 00:01:50,140
Böylece, devasa büyüklükteki bir 
meselenin üstesinden gelebilmiş oldum

27
00:01:50,140 --> 00:01:52,840
- şirketimdeki bütün 
fikirlerden bahsediyorum -.

28
00:01:52,840 --> 00:01:55,990
Bu fikirlerden haberdar olan insanlar ise

29
00:01:55,990 --> 00:02:00,729
karttan karta dolaşarak 
sınıra ulaşmaya çalışıyorlardı.

30
00:02:00,729 --> 00:02:03,864
Nihayetinde ulaşıyorlardı da, çünkü 
o sınırdan haberdarlardı.

31
00:02:03,864 --> 00:02:05,768
Bahsettiğim şeyi görmek istiyorlardı

32
00:02:05,768 --> 00:02:07,350
ve yazdığım program diyordu ki:

33
00:02:07,350 --> 00:02:11,000
“Bunun hakkında bir şey bilmiyorum, 
bana bununla ilgili bir şeyler söyle.”

34
00:02:11,000 --> 00:02:13,160
ve insanlar bir şeyler yazmaya bayıldılar.

35
00:02:13,160 --> 00:02:17,470
İnsanlar masama oturup HyperCard’ı gördüklerinde 
kendileri de bir HyperCard demosu isterlerdi.

36
00:02:17,470 --> 00:02:20,830
Onlara, bahsi geçen programı 
gösterdiğimdeyse masamdan ayrılmazlardı.

37
00:02:21,340 --> 00:02:23,451
Benim bir teorim vardı:

38
00:02:23,451 --> 00:02:28,870
“Mühendisler, daha önce çalıştığını 
görmedikleri bir fikri kullanmazlar.”

39
00:02:28,870 --> 00:02:31,173
Bilirsin işte, tutuculardı.

40
00:02:31,173 --> 00:02:34,660
Bundan dolayı yeni fikirler 
yavaş yavaş kabulleniliyordu.

41
00:02:34,660 --> 00:02:38,930
Ben de fikirlerin topluluklar arasında 
nasıl hareket ettiğine merak salmıştım

42
00:02:38,930 --> 00:02:43,810
ve bu kavram herhangi bir 
hypertext’ten daha önemliydi.

43
00:02:43,810 --> 00:02:47,450
Birkaç konferans vermiştik,

44
00:02:47,450 --> 00:02:51,830
bunları “Programlamanın Kalıp Dilleri” ya da 
“Programların Kalıp Dilleri” konferansı

45
00:02:51,830 --> 00:02:53,489
adı altında düzenlemiştik

46
00:02:53,489 --> 00:02:57,175
ve Illinois Üniversitesi’ne 
100 kişi gelmişti.

47
00:02:57,175 --> 00:03:02,349
1994 senesinin yazıydı.

48
00:03:02,349 --> 00:03:07,970
Konuştuğumuz konu şuydu: Bilgisayar 
programlarını nasıl bir yoldan yazmalıyız ki,

49
00:03:07,970 --> 00:03:10,460
ortaya atılan fikirleri toplayabilelim

50
00:03:10,460 --> 00:03:14,516
ve insanların bir fikrin iyi mi kötü mü 
olduğuna nasıl karar verdiğini anlayabilelim.

51
00:03:14,516 --> 00:03:16,480
Sonra arkadaşlarım gelip dediler ki:

52
00:03:16,480 --> 00:03:20,300
“Gel sana şu yeni 'World Wide Web'
dedikleri şeyi gösterelim.”

53
00:03:20,300 --> 00:03:24,780
Ne de olsa Illinois Üniversitesi’ydi değil mi?
İlk grafik tarayıcıyı yapan onlardı.

54
00:03:24,780 --> 00:03:27,000
Bana gösterdiler ve dediler ki:

55
00:03:27,000 --> 00:03:34,000
“Ward, senin bir hypertext kalıp deposu 
yapman gerektiğini düşünüyoruz.”

56
00:03:34,000 --> 00:03:36,573
Ben de olur tabi diye düşündüm.

57
00:03:36,573 --> 00:03:40,170
Bunu daha önce HyperCard ile yapmıştım, 
sadece Web’e taşımam gerekiyordu.

58
00:03:40,170 --> 00:03:43,000
Bu sayede masamın etrafında 
oturan insanlar olmayacaktı

59
00:03:43,000 --> 00:03:45,670
çünkü bu Web’ti, uluslararasıydı.

60
00:03:45,670 --> 00:03:48,845
Bu sayede insanlara ulaşabilecektim.

61
00:03:48,845 --> 00:03:51,163
Peki gerçekten yapabilir miydim?

62
00:03:53,010 --> 00:03:55,500
Biçimlendirmeyi bir şekilde uydurmalıydım.

63
00:03:55,500 --> 00:04:00,769
Çünkü HyperCard’ta sahip olduğum butonların
burada var olmadığını hesaba katmak zorundaydım.

64
00:04:00,769 --> 00:04:03,020
Neticede bu farklı bir sistemdi.

65
00:04:03,020 --> 00:04:05,520
Biçimlendirmeyi yaptım ve denedim.

66
00:04:05,520 --> 00:04:08,169
Oturdum ve bir şeyler yazmaya başladım.

67
00:04:08,169 --> 00:04:10,518
Gerçekten inanılmaz keyifliydi.

68
00:04:10,518 --> 00:04:14,860
Bunu HyperCard’ta yapmak da keyifliydi, 
insanların masamdan ayrılmayacaklarını biliyordum.

69
00:04:14,860 --> 00:04:18,630
Tabi bunu Web’te de yapabilirdim. İçimden 
dedim ki: “Evet, işte doğru his bu.”

70
00:04:18,630 --> 00:04:22,330
Bilgisayar programlarını kullanırken 
nasıl hissettirdiklerine dikkat ederim

71
00:04:22,330 --> 00:04:24,430
ve bu yaptığım da bana doğru hissettirmişti.

72
00:04:24,430 --> 00:04:28,150
Bunun önemli olduğunu biliyordum. 
İstediğim şeye hizmet edeceğinden emindim.

73
00:04:28,150 --> 00:04:30,750
Ki bu da bilgisayar programlamayla ilgili 
fikirleri konuşmaktı.

74
00:04:30,750 --> 00:04:33,780
Yani hayalimdeki kitle benim 
gibi insanlardan oluşuyordu.

75
00:04:34,250 --> 00:04:37,490
İnsanlar çok şaşırmıştı,

76
00:04:37,490 --> 00:04:40,824
daha doğrusu bana ara sıra e-posta gönderip,

77
00:04:40,824 --> 00:04:46,780
“Söylemek istemezdim ama sisteminde 
korkunç bir açık var, ne istersen yazabiliyorsun!”

78
00:04:46,780 --> 00:04:52,543
ya da “Bu sayfada bir hata yapmışsın.” 
şeklinde mesajlar yazıyorlardı

79
00:04:52,543 --> 00:04:56,759
ve yaptığım hatayı gösterip düzeltmemi istiyorlardı.

80
00:04:56,759 --> 00:05:01,350
Ben de onları cesaretlendirmek adına 
e-postalarını alıp Wiki’ye koyuyordum

81
00:05:01,350 --> 00:05:05,000
ve onları o sayfaya yönlendirecek bir imleç yollayıp

82
00:05:05,000 --> 00:05:11,050
"Mesajını senin adına Wiki’ye koydum ancak 
bunu kendin de yapabilirdin.” diye yazıyordum.

83
00:05:11,050 --> 00:05:16,623
Bu şekilde birkaç yıl boyunca 
topluluğa bebek bakıcılığı yaptım.

84
00:05:16,623 --> 00:05:21,000
Diğer bir konu ise, belli bir görüşüm olmadığı için…

85
00:05:21,000 --> 00:05:26,070
Bilirsin; insanları, yazdıklarını imzalamamaları 
konusunda teşvik etmeliyim diye düşündüm.

86
00:05:26,070 --> 00:05:31,799
Yazdığın sözcükler, fikirler topluluğa bir hediyeydi
ve sana atfedilmesini beklememeliydin.

87
00:05:31,799 --> 00:05:36,739
Çünkü atfedilseydi onları kimse iyileştirmeyecekti.
Herkes, o yazılar sana aitmiş gibi hissedecekti.

88
00:05:36,739 --> 00:05:39,820
Nitekim bunun olmasını istemedim, 
üstelik çok da işime geldi.

89
00:05:39,820 --> 00:05:44,020
Düzenlemelerimin %80’ini anonim bir şekilde yaptım

90
00:05:44,020 --> 00:05:51,580
ve bu, insanların “Burada büyük bir topluluk var, bütün 
bu işlerin ön ve arka planı var.” diye düşünmesini sağladı.

91
00:05:51,580 --> 00:05:55,580
Yine de bu düşünce tutarsız değildi, 
çünkü gerçek manada çok yazdım.

92
00:05:55,580 --> 00:05:58,240
Buradaki olay bir fitilleme meselesiydi:

93
00:05:58,240 --> 00:06:02,968
Bir topluluğun ilgisini cezbetmek için sanki 
burada bir topluluk varmış hissi yaratmam gerekiyordu

94
00:06:02,968 --> 00:06:05,253
ve neticede insanlar akın etmeye başladı.

95
00:06:05,253 --> 00:06:09,940
Yaptığım bir diğer şeyse en tanıdık 
simaları topluluğa davet etmek oldu.

96
00:06:09,940 --> 00:06:15,391
Bu kişilerin yalnızca bir iki sayfa 
yazmaları yeterli oluyordu.

97
00:06:15,391 --> 00:06:17,962
Çünkü daha az bilindik bir insan 
o kişiyi gördüğünde:

98
00:06:17,962 --> 00:06:20,760
“Aa, bu da buradaymış, ben de 
burada olmalıyım.” diyordu.

99
00:06:20,760 --> 00:06:23,059
Bir nevi insanların gösteriş merakını tetikledi.

100
00:06:23,615 --> 00:06:26,169
Bahsettiğim şeylerin bazılarında 
yanılmış olabilirim.

101
00:06:26,169 --> 00:06:31,270
Demek istediğim; insanlar, yazdıkları şeyler 
kendilerine atfedilmeyecekse, yazmak istemiyorlardı.

102
00:06:31,270 --> 00:06:37,000
Ben de onları, sözcüklerini topluluğa bir hediye 
olarak görmeleri konusunda teşvik ediyordum.

103
00:06:37,000 --> 00:06:40,740
Sonuçta fikirlerden bahsediyoruz, 
fikirler kolayca akla gelebilen şeylerdir.

104
00:06:40,740 --> 00:06:47,350
İnsanlar bir şeyler yazıp 
daha sonra geri geldiklerinde,

105
00:06:47,350 --> 00:06:50,400
sözlerinin geliştirilmiş olduğunu görüyordu.

106
00:06:50,400 --> 00:06:52,717
Anlarsın ya, oldukça heyecan vericiydi.

107
00:06:52,717 --> 00:06:55,970
“Vay canına, yazdıklarım dün akşam 
iyileştirilmiş. Kim yaptı bunu?”

108
00:06:55,970 --> 00:06:59,630
Adeta bir sır gibiydi, çünkü o iyileştirmeyi 
kimin yaptığı da belli değildi.

109
00:06:59,630 --> 00:07:02,100
“Bunu wiki iyileştirdi.” diye düşünüyordun

110
00:07:02,100 --> 00:07:08,000
çünkü kimse bir şeylerin kendiliğinden 
iyileşmesine alışık değildi.

111
00:07:08,000 --> 00:07:13,949
O zamanlar bilgisayar iletişim panolarında 
gerçekleşen tipik bir olay vardı.

112
00:07:13,949 --> 00:07:18,889
Bir şeyler yazardın ve birisi bir yazım 
hatası bulup derdi ki:

113
00:07:18,889 --> 00:07:22,410
“Sen bunu böyle yazmışsın ama 
aslında şöyle yazılması gerekir.”

114
00:07:22,410 --> 00:07:25,729
Çünkü yazabileceğin tek yer 
sayfanın alt kısmıydı.

115
00:07:25,729 --> 00:07:29,789
Ekleyebilirdin, ancak değiştiremezdin.

116
00:07:29,789 --> 00:07:33,302
Yani bir şeyler yazardın ve geri 
döndüğünde bulduğun tek şey,

117
00:07:33,302 --> 00:07:37,720
yaptığın hatalardan bahseden 
can sıkıcı sözler olurdu.

118
00:07:37,720 --> 00:07:42,166
Benim sistemimdeyse, bir yazım hatası 
yaptığında birisi gelip onu düzeltiyor

119
00:07:42,166 --> 00:07:45,150
ve geri gelip baktığında bunu 
fark etmiyorsun bile.

120
00:07:45,150 --> 00:07:50,000
Hatta bazen birisi tam da senin aktarmak 
istediğin anlamı verebilecek bir cümle ekliyor.

121
00:07:50,000 --> 00:07:54,930
Bu sayede artılar ön plana 
çıkarken eksiler siliniyordu.

122
00:07:55,460 --> 00:08:02,000
Bu süreç içerisinde, konuya sizin kadar 
hakim olmayan birisi gelip yazdıklarınızı okuduğunda,

123
00:08:02,000 --> 00:08:04,919
yaptığınız kısmi düzeltmeyi 
değerli bulabilir.

124
00:08:04,919 --> 00:08:12,680
Bu nedenle her düşüncenin bir tohum olduğu 
ve zamanla giderek büyüdüğü fikri,

125
00:08:12,680 --> 00:08:16,604
Wikipedia’da çok etkili bir şekilde kullanıldı

126
00:08:16,604 --> 00:08:20,095
fakat bu kavram; benim Wiki’mde 
çok daha önemli bir yere sahipti

127
00:08:20,095 --> 00:08:24,479
çünkü insanların, bilgisayar programları 
hakkında konuşma şeklini değiştirmekle ilgiliydi.

128
00:08:24,479 --> 00:08:30,779
Elimizde insanların kendi deneyimlerinden 
başka sırtımızı yaslayabileceğimiz bir şey yoktu.

129
00:08:30,779 --> 00:08:36,409
Bazı kişiler kendi programlama 
deneyimlerinden bahsettiğinde,

130
00:08:36,409 --> 00:08:45,690
herkes ilk defa birilerinin, yazdıkları 
programı tamamlayamamaktan korktuğunu,

131
00:08:45,690 --> 00:08:49,580
ve bundan ötürü verdikleri kararları 
nasıl değiştirdiğini

132
00:08:49,580 --> 00:08:57,610
ya da başka biriyle çalışmanın 
yollarını nasıl bulduğunu,

133
00:08:57,610 --> 00:09:00,860
diğer kişilerle çalışırken ortak karara 
nasıl vardığını görmüş oldu.

134
00:09:00,860 --> 00:09:03,370
Sonuçta bir sürü farklı bakış açısı var.

135
00:09:03,370 --> 00:09:09,000
Bilgisayar programlarının, 
herhangi bir planlama yapmadan,

136
00:09:09,000 --> 00:09:13,810
hızlı bir şekilde nasıl 
oluşturulabileceğiyle ilgileniyorduk.

137
00:09:13,810 --> 00:09:16,620
"Evet, hayata geçirmek istediğimiz 
genel bir fikrimiz var,

138
00:09:16,620 --> 00:09:20,009
işin birazını sen, birazını ben, 
birazını da Joe biliyor

139
00:09:20,009 --> 00:09:25,500
fakat beraber çalışıp programın 
büyümesini sağlayacağız."

140
00:09:25,500 --> 00:09:31,660
Bilirsiniz, o dönemlerde bilgisayar programlama 
alanında pek de duyulmamış böyle bir şey hakkında,

141
00:09:31,660 --> 00:09:39,660
aynı özelliklere sahip bir ortam, metin sistemi 
ya da tartışma panosunda konuşmak…

142
00:09:39,660 --> 00:09:46,709
Bu, tam da bilgisayar programlama konusunda 
keşfetmeye çalıştığımız konseptin bir gösterimiydi

143
00:09:46,709 --> 00:09:50,300
ve bu, günümüzde kabul görüyor, 
bunu hep görüyoruz.

144
00:09:50,300 --> 00:09:55,400
Ancak ilk başladığımızda bunu 
aptallık olarak görüyorlardı.

145
00:09:55,400 --> 00:09:59,334
Şimdi ise harika bir program yapabilmenin 
tek yolu, bu olarak görülüyor.

146
00:10:00,334 --> 00:10:04,821
Beni, terminaller arasında hareket eden 
Wiki-Wiki otobüslerine yönlendirmeye çalışırlarken

147
00:10:04,821 --> 00:10:07,660
Havai dilinde öğrendiğim ilk kelimemdi.

148
00:10:07,660 --> 00:10:12,320
“Wiki”, Havai dilinde “hızlı” demek, 
“wiki wiki” de “çok hızlı" demek.

149
00:10:12,320 --> 00:10:15,090
Yani “çok hızlı web” manasına geliyor.

150
00:10:15,090 --> 00:10:18,580
İsmi teknik olarak her zaman “WikiWikiWeb” idi.

151
00:10:18,580 --> 00:10:26,950
Fakat bu programın çalışmasını sağlayan 
CGI script’ini bir UNIX sisteminde yazmıştım,

152
00:10:26,950 --> 00:10:32,049
ve tabi UNIX’te de hep kısaltma 
ve küçük harf kullanıyorsunuz.

153
00:10:32,049 --> 00:10:36,960
Dolayısıyla UNIX’te adını “wiki.cgi” koydum

154
00:10:36,960 --> 00:10:40,880
ve çoğu insan “WikiWikiWeb” deme 
zahmetine katlanmak istemedi,

155
00:10:40,880 --> 00:10:42,800
kısaca “wiki” dediler.

156
00:10:42,800 --> 00:10:44,650
Benim için hava hoştu

157
00:10:44,650 --> 00:10:48,000
çünkü “Burada 'hızlı' adında bir sistem var.”
demek gibiydi.

158
00:10:48,000 --> 00:10:51,026
Eğer birden fazla zihne ihtiyacınız varsa…

159
00:10:51,026 --> 00:10:56,360
Bilirsiniz, bir insan bilmesi geren her şeye sahipse
arkasına yaslanıp biraz derin düşündükten sonra

160
00:10:56,360 --> 00:10:59,320
tüm programı aklında canlandırıp 
tek seferde yazabilir.

161
00:10:59,320 --> 00:11:01,909
Ya da bir şiiri yazabilir mesela.

162
00:11:01,909 --> 00:11:04,630
Şairlik bu bireysel aktivitelerden biridir,

163
00:11:04,630 --> 00:11:11,820
günde bir şiir yazsanız 30 sene 
sonra harika bir şair olursunuz.

164
00:11:11,820 --> 00:11:16,040
Fakat bilgisayar programları 
- ve kuşkusuz ansiklopediler -,

165
00:11:16,040 --> 00:11:20,209
büyük ölçeklerinden dolayı, işbirliği ile 
oluşturmak zorunda olduğunuz şeylerdir.

166
00:11:20,209 --> 00:11:27,217
Ve asıl mesele bunu iyi yapmak - sanki tek 
bir zihinden çıkmış gibi hissettirmek - idi.

167
00:11:27,217 --> 00:11:31,005
Bundan dolayı insanlar birbirini 
tamamlamayı öğrenmek zorundaydı,

168
00:11:31,005 --> 00:11:33,280
Ya da şöyle söylemeyi seviyorum:

169
00:11:33,280 --> 00:11:36,558
Güçlerimize göre sen kendi 
iyi olduğun şeyleri yapıyorsun,

170
00:11:36,558 --> 00:11:38,688
ben de kendi iyi olduğum şeyleri yapıyorum.

171
00:11:38,688 --> 00:11:42,767
Bu sayede tek bir üst insanmışız gibi 
güçlerimizi birleştirmenin bir yolunu buluyoruz

172
00:11:42,767 --> 00:11:45,242
ve bu gerçekleşiyor da, 
göründüğü kadar zor değil.

173
00:11:45,797 --> 00:11:52,570
Burada önceden anlaşacağımız 
bir çalışma tarzı söz konusu.

174
00:11:52,570 --> 00:11:55,499
“Sen bu kısmı yapacaksın, 
ben de bu kısmı yapacağım

175
00:11:55,499 --> 00:12:01,880
ve anlaşmaya sonuna kadar sadık kalmazsan 
seni mahkemeye vereceğim.”

176
00:12:01,880 --> 00:12:03,990
gibi sözleşme tarzı şeyler.


177
00:12:03,990 --> 00:12:08,370
Bana göre bu, rekabetten daha iyi.

178
00:12:08,370 --> 00:12:13,139
Ancak sadece sonunda nereye varacağını,

179
00:12:13,139 --> 00:12:17,670
bittiğinde nasıl bir şey olacağını 
bildiğiniz şeylerde işe yarıyor.

180
00:12:17,670 --> 00:12:20,829
İş yapmak için kullanışlı bir yöntem.

181
00:12:20,829 --> 00:12:25,126
Çünkü bilgisayar programlarını 
fonlayan kişiler şöyle düşünüyordu:

182
00:12:25,126 --> 00:12:27,870
“Biz tam da bu şekilde çalışmak istiyoruz.

183
00:12:27,870 --> 00:12:31,519
Eğer bir bilgisayar programı yazman için 
sana 6 ay boyunca para ödeyeceksem

184
00:12:31,519 --> 00:12:36,263
sırasıyla neler yapacağını 
ve ana planı bilmek istiyorum.”

185
00:12:36,263 --> 00:12:42,840
Sonunda anlaşıldı ki, bu yöntem bilgisayarın 
sahip olduğu kapasitenin çok azını kullanıyor.

186
00:12:42,840 --> 00:12:48,420
Planları akışına bırakıp kendi haline 
bırakırsanız bilgisayar çok daha iyi işe yarıyor.

187
00:12:48,420 --> 00:12:51,910
ve yapabileceğinizin en iyisini yapmış oluyorsunuz.

188
00:12:51,910 --> 00:12:55,380
Bitince neye benzeyeceğini bilmeseniz bile

189
00:12:55,380 --> 00:12:58,400
bir şeylerin ortaya çıkacağına 
inanmanız gerekiyor.

190
00:12:58,400 --> 00:13:02,624
Yani birileri projenin başında Wikipedia’daki 
sayfaların nasıl olacağına karar verseydi,

191
00:13:02,624 --> 00:13:05,240
önemli görünen sayfaların bir listesini yaparlardı

192
00:13:05,240 --> 00:13:07,739
ve şu an insanların bayıldığı onca şey,

193
00:13:07,739 --> 00:13:10,508
onların aklına gelmeyeceği için 
hiçbir zaman var olmazdı.

194
00:13:11,070 --> 00:13:20,240
Web üzerindeki bir hypertext belgesi için 
“merkezden büyüme” dinamiğini doğru anladım.

195
00:13:20,240 --> 00:13:23,672
Bir paylaşım modeli haline gelmişti

196
00:13:23,672 --> 00:13:28,740
ve güven ilişkisini kurabilmek için birbiriniz hakkında 
yeteri kadar bilgi edinmenizi de kapsıyordu.

197
00:13:28,740 --> 00:13:36,630
Wikipedia’nın doğru yaptığı ve benim 
aklıma bile gelmeyen bazı şeyler de var.

198
00:13:36,630 --> 00:13:41,000
Örneğin, lisanslamayı doğru yapmak.

199
00:13:41,000 --> 00:13:43,560
Lisanslamayı fazla umursamıyordum.

200
00:13:43,560 --> 00:13:50,221
Ancak, “Bu, şu şekilde lisanslanmalı, mülkiyet şu 
kişiye ait, ileriye dönük garantiler şunlar…”

201
00:13:50,221 --> 00:13:53,000
gibi şeylerin önemli olduğunu düşünüyorum.

202
00:13:53,000 --> 00:13:56,640
Ben bu şeylerle pek ilgili değildim, 
bu nedenle düzgünce halletmedim.

203
00:13:56,640 --> 00:13:59,750
Lisanslamayı doğru yapmak derken 
neyi kastediyorsunuz?

204
00:14:02,840 --> 00:14:04,541
Açıklık.

205
00:14:04,541 --> 00:14:08,130
Ben açıktım, ancak sistemin 
açık olduğunun bir garantisi yoktu.

206
00:14:08,130 --> 00:14:11,451
Birisi bir şeyler eklediğinde ortada 
herhangi bir sözleşme yoktu.

207
00:14:11,451 --> 00:14:14,994
Bir beklenti vardı ama bu, 
yazıya dökülmemişti.

208
00:14:14,994 --> 00:14:18,540
Nihayet yazıya döktüğümdeyse 
dedim ki bunun sahibi benim,

209
00:14:18,540 --> 00:14:22,680
bunu kullanma hakkına sahipsin 
ancak sahiplenemezsin.

210
00:14:22,680 --> 00:14:26,139
Aslında bu, sistemin çok da 
açık olmadığını gösteriyor.

211
00:14:26,139 --> 00:14:32,129
Ancak bana göre Jimmy Wales 
ve Richard Stallman’ın dostluğu

212
00:14:32,129 --> 00:14:34,760
bu konsepti doğru anladı.

213
00:14:34,760 --> 00:14:40,129
Üzerine kafa yormadığım - ya da çok 
zor olacağını düşündüğüm - diğer bir şeyse

214
00:14:40,129 --> 00:14:42,230
uluslararası olmaktı.

215
00:14:42,230 --> 00:14:46,000
Tekrar kullanılmak üzere lisanslandığı için,

216
00:14:46,000 --> 00:14:51,470
içeriğin diğer dillerde kullanılması da mümkündü

217
00:14:51,470 --> 00:14:55,633
ve insanlar bir şeyi okuyup kendi 
dillerinde yazmak isteyebileceği için,

218
00:14:55,633 --> 00:14:59,610
bu işin uluslararası yönü çok derindi.

219
00:14:59,610 --> 00:15:06,320
Bir bakıma dünyayı bir araya
getirme fırsatı vardı.

220
00:15:06,320 --> 00:15:11,990
Wikipedia, dünyada barışı sağlamak için

221
00:15:11,990 --> 00:15:17,000
bilgisayar alanında belki de 
en güçlü kuvvetlerden birisi.

222
00:15:17,000 --> 00:15:19,959
Esas itibarıyla, bu şahane bir anlayış.

223
00:15:19,959 --> 00:15:24,269
Bunun her dilde yapılabileceğine inanmak,

224
00:15:24,269 --> 00:15:33,899
kendinizi merak ettiğiniz şeylerle 
alakalı bir ansiklopedi okurken bulmak.

225
00:15:33,899 --> 00:15:36,170
Çünkü tıpkı sizin gibi,

226
00:15:36,170 --> 00:15:40,458
merak ettikleri şeyler hakkında konuşan insanlar 
tarafından yazılmış şeyleri okuyorsunuz.

227
00:15:40,458 --> 00:15:46,089
Ve bunu öylesine ciddiye alıyorlar ki, 
ister istemez güven duyuyorsunuz.

228
00:15:46,089 --> 00:15:53,800
Gerçek şu ki, aynı etkileşim 
birçok farklı kültürde gerçekleşiyor.

229
00:15:53,800 --> 00:15:57,089
Bu noktada, düzenlemede yaşanan 
çatışmaları falan konuşabiliriz.

230
00:15:57,089 --> 00:15:58,149
Ancak,

231
00:15:58,149 --> 00:16:02,660
asıl olay, farklı diller arasında 
gidip gelen insanların var olması.

232
00:16:02,660 --> 00:16:08,170
Birden fazla kültürü bilip anlayabilecek 
kadar talihli olan insanlar,

233
00:16:08,170 --> 00:16:13,800
bu kültürlerin ufak parçalarını ileri geri taşıyabiliyor.

234
00:16:13,800 --> 00:16:17,699
İngilizce Wikipedia’da bile bir şeyler okuduğumda

235
00:16:17,699 --> 00:16:24,045
ve örneğin uçağın gerçekte nerede icat edildiğine 
değinen bir şeyler gördüğümde bile

236
00:16:24,045 --> 00:16:26,820
çok kapsamlı bilgiler edinebiliyordum.

237
00:16:26,820 --> 00:16:31,800
Bunun bir sebebi evrensel görüşlü insanların

238
00:16:31,800 --> 00:16:33,946
- ne yazık ki ben pek öyle değilim -

239
00:16:33,946 --> 00:16:37,420
kendi bilgi dağarcıklarını paylaşıyor olmalarıydı,

240
00:16:37,420 --> 00:16:41,500
bir diğer sebebiyse bu işe kendi dilleri ve 
kültürleriyle dahil olmalarıydı.

241
00:16:41,500 --> 00:16:45,110
Sonuç olarak, İngilizce gerçekten çok önemli

242
00:16:45,110 --> 00:16:48,940
fakat az kişinin bildiği dilleri 
bilip bilmemeniz daha mühim.

243
00:16:48,940 --> 00:16:53,379
Bu sizi, tek bir dünyanın parçası yapıyor.

244
00:16:53,379 --> 00:16:56,920
Tek bir fikirler dünyası.

245
00:16:56,920 --> 00:17:00,250
Dillerin her bir tanesi önemlidir,

246
00:17:00,250 --> 00:17:03,126
tıpkı her bir insanın önemli olduğu gibi.

247
00:17:06,959 --> 00:17:08,289
Bu videoda kullanılan görseller şu kişiye atfolunabilir:
Andrew Laing

248
00:17:08,289 --> 00:17:09,613
Ward Cunningham ile röportajı Matthew Roth gerçekleştirmiştir.

249
00:17:09,613 --> 00:17:10,959
Bu videoda yer alan içerik aksi belirtilmedikçe “CREATIVE COMMONS ATTRIBUTION SHAREALIKE LICENSE V3.0” lisansı kapsamındadır.
Bu eser şu kişilere atfolunabilir: Victor Grigas, Wikimedia Vakfı.
Bu videoda belirtilen görüşler ve fikirler yalnızca videoda görünen bireylere aittir ve bu bireylerin üyesi olabileceği herhangi bir şirket, organizasyon veya kuruluşun ilkelerini ya da tutumunu yansıtmayabilir.

250
00:17:10,959 --> 00:17:12,307
Wikimedia Vakfı ve diğer hiçbir organizasyonun marka ve logoları işbu “Creative Commons” lisansı kapsamında değildir. Wikimedia marka ve logoları, “Wikipedia” ismi ve yapboz küre logosu da dahil olmak üzere, Wikimedia Vakfı’nın tescilli markalarıdır.
Daha fazla bilgi için, lütfen Ticari Marka Politikası sayfamızı ziyaret edin ya da şu adresle iletişime geçin.